Yüksek Sosyete dizisi Star Tv'de ilk bölümü ile ekrana geldi. Yaz aylarına uygun sıcak bir dizi. Her dizide olduğu gibi ondan da mantık hatalarını bulup çıkartacağız. Göremediklerimiz varsa siz de gönderin lütfen.

Dizi de çok zengin bir ailenin tatlı şımarık bir oğlu var. Bir de onların yanında çalışan ailenin aynı yaşlarda başka bir çocuk. Esas oğlan bu başka çocuk. Şımarık delikanlı büyük bir mirasın veliahtı. Yurt dışında yüksek öğrenim görüp gelmiş. Hedefi bütün işlerin başına geçmek. Gerçi onun önceliği gece hayatı, kızlar falan.

Nasıl oluyorsa oluyor, şu bizim fakir oğlan koooskoca şirketler grubunun başında. Başında ama emaneten. Zengin oğlan gelince, al senin olsun her şey deyip gidecek. 

Ya arkadaş, bu oğlan en fazla 25 yaşında siz nasıl oldu da bütün o şirketleri bu çocuğa teslim ettiniz. Hadi ailede kimse yok. Bahçıvanın oğlu şart mı canım. Verirsin parasını tutarsın Ceo'nun en kralını. Ama yoook, o zaman heyecanı kalmaz. Fakir ama gururlu genç olduğu nasıl belli olacak... İtecek elinin tersiyle milyonları, tutacak sevdiği kızın elinden gidecek... Oldu canım; sen numaranı ver, ben ararım seni...

Bitmedi...

Biter mi hiç? Bu koooskoca şirketler grubunun bünyesinde bir tane organik market var. Hoş market diyorlar, patlıcan, elma falan satıyorlar ama çok lüks lokanta diye geçiyor bazı yerlerde. Orayı ben de anlamadım. İlerleyen bölümlerde lazım sanırım. Araya sıkıştırmışlar. Bunu da not olarak koyalım kenara...

Dağa taşa ilan...

Şimdi bu markete çalışacak 1 tane eleman lazım. Evet, sadece 1 tane. O da bizim esas kızımız olacak tabi ki. -Aç parantez Esas kız da çok zengin bir ailenin kızı. Zengin ama parada pulda gözü yok. O mutluluk peşinde. kapa parantez- Ancak adamlar bir ilan vermişler, bir ilan vermişler. Aman allahım. Yer-gök, bizimle çalışır mısın ilanı ile dolu. Simitçisinden, çaycısına, yolda oynayan çocuklara kadar herkes bu broşürleri dağıtıyor. Ne hikmettir ki, onca ilana rağmen işe sadece bizim kızımız müracaat ediyor. Ülkede işsizlik bitti de benim mi haberim yok? Hemen alıyorlar tabi ki. O kadar çok eleman lazım ki, hiç bir şey sormuyorlar kıza. Lakin küçücük dükkanda çalışan 20 kişi var. Müşteriden çok elemanlar yer tututor ama neyse.

Heyecana gel...

Derken, bu bizim zengin oğlan fakir arkadaşından organik marketi görmesini istiyor. Kendi çalışmaya niyetli değil ya, fakir oğlan gitsin görsün rapor hazırlasın hesabı.

Fakir oğlan markete gidiyor, aman tanrım o da ne? Bakanlık teftişe gelmiş. Adamı markette tanıyan yok ama ben müdürüm deyip atlıyor bakanlık elemanlarının karşısına. Kimse de Hoop, birader sen kimsin? demiyor. İşler o kadar kötü ki, bakanlık dükkana mühür vuracak neredeyse. 

En başta dedik ya, bizim fakir oğlan Süper hi-man, 5 dakika içinde raporlara bakıyor, depoyu düzeltiyor, elemanları kontrol ediyor, mutfak, lokanta ve hatta havalandırma filitresi falan filan derken çözüyor işi. Tabi, adam anında kahraman...

Ya arkadaş, neyin kafasını buluyorsunuz siz? O teftişlerden 5 dakikada, 2 raf düzeltmeyle nasıl kurtuluyorsunuz siz? Bir de o rapor okuyup, 2 dakikada şirketin analizini çıkartmak nedir yaa?

Aslında dizi bu kadar değil, zengin oğlan yerine geçmeler falan da var da, yeter bu kadar. Ben yazarken darlandım, size okurken kolay gelsin. 

Başka seçme saçmada görüşmek üzere...